Koronavirüs enfeksiyonu sırasında sık sık el yıkamak veya el dezenfektanı kullanmak cilt hastalıklarına yol açar mı?

Koronavirüs enfeksiyonundan korunmak için sık sık, en az 20 sn el yıkamak, ellerin yıkanamadığı durumlarda ise alkol bazlı el dezenfektanlarının kullanımı hayati önem taşımaktadır. Bu süreç uzadıkça derimizin koruyucu tabakası bozulabilir, bunun sonucunda da deriden su kaybı artar ve derimiz kurur. Cilt kuruluğu devam eder ve zamanında gerekli önlemler alınmazsa, kuruluk şikayetine; kızarıklık, deride kalınlaşma ve kabalaşma, tahriş, çatlaklar, ağrı, sızlama ve kanama gibi bulgu ve şikayetler de eklenir. Sonuçta ortaya çıkan bu tablo irritan egzama (tahriş egzaması) olarak adlandırılır.  Bu dönemde ortaya çıkabilecek olan diğer bir durum da alerjik egzamadır. Deri bariyerinin bütünlüğünün bozulması, sabunların ve el dezenfektanlarının içerisinde bulunabilen alerjik maddelere maruziyeti de artırmaktadır. Alerjik egzamada irritan egzamadan farklı olarak kuruluk ve kızarıklığa, ağrı ve sızlama yerine kaşıntı şikayeti eşlik eder. Koronavirüs pandemisi sırasında toplumda, sabun ve el dezenfektanı tüketimindeki artışa ek olarak tıbbi eldiven kullanımı da artmış ve  yaygınlaşmıştır. Tıbbi eldivenlerin gereksiz yere uzun saatler giyilmesi, bu süreçte deri bariyeri zaten bozulmuş olan alerjik kişilerde, terleme ile birlikte, lateks ve diğer lastik ürünlerine maruziyeti arttırarak bu maddelere karşı alerji riskini de arttırmaktadır.

İrritan ve alerjik egzamadan korunmak için nelere dikkat edilmelidir?

İrritan egzamadan korunmak için ellerin çok sıcak ya da çok soğuk su ile yıkanmamasını, iyice durulanmasını ve sonrasında da cildimiz hafif nemli iken, yağ bazlı nemlendiriciler ile her el yıkama sonrası nemlendirilmesini öneriyoruz. Ayrıca dezenfektanlardan sonra da eller iyice durulanmalı ve nemlendirilmelidir.  Saat, bilezik, yüzük gibi aksesuarların bu dönemde hem enfeksiyon hem de sabun ve deterjanların bu aksesuarların altında birikerek irritan egzama riskini arttırdığı için kullanılmasını önermiyoruz.  Dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta ise el temizliği dışındaki tüm deterjan veya dezenfektan kullanımı gerektiren, yüzey temizleme işlemleri, bulaşık, çamaşır yıkama, temizlik gibi gündelik işler sırasında mutlaka eldiven kullanılmasıdır. Lastik eldivenlerin altına ince pamuklu egzama eldivenleri giyilebilir. Alerjik egzamadan korunmak için ise yukarıda bahsettiğimiz önlemlere ek olarak mümkün olduğunca renksiz ve kokusuz sıvı sabunlar tercih edilmeli, eller her yıkamadan sonra nemlendirilmeli, önceden bilinen bir alerjisi olanlar, bu alerjenleri içermeyen ürünler ile el temizliği yapmalı ve eldiven kullanımı zorunlu haller ile sınırlandırılmalıdır. Egzama oluştuktan sonra ise kısa süreli, yaşa ve bölgeye uygun kortizonlu krem veya pomad kullanımı gerekebilir. Bu durumda da bir dermatoloji uzmanında görüş alınmalıdır.

Koronavirüs enfeksiyonu sırasında deri bulguları ortaya çıkar mı? Hangi deri bulguları, ne sıklıkla, kimlerde görülür?

Koronavirüs enfeksiyonu sırasında beş kişinin birinde, kızarıklıklar, kurdeşen denilen kırmızı, kaşıntılı kabarıklıklar, kırmızı ya da mor nokta şeklinde döküntüler, morluklar ve içinde sıvı bulunan küçük deri kabarcıkları şeklinde deri bulgularının görüldüğü bildirilmiştir. Son dönemde, kırmızı ya da mor nokta şeklinde döküntüler, morluklar, dantel benzeri morumsu renk değişiklikleri çoğunlukla korona virüs ile enfekte çocuk olgularda bildirilmiştir.

Koronavirüs enfeksiyonu sırasında dermatoloji hastaları içinde de riskli gruplar var mıdır?

Her hangi bir cilt hastalığının Koronavirüs enfeksiyonu için ek bir risk oluşturduğuna dair kesin bir veri yoktur.  Bazı dermatolojik hastalıkların tedavisinde hastalığın şiddetine ve organ tutulumuna göre  bağışıklık sistemini baskılayan veya düzenleyen; kortizon, azatioprin, metotreksat, siklosporin ve biyolojik ajanlar gibi çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu hastalıkların başında pemfigus gibi otoimmun büllü hastalıklar, sedef hastalığı, bağ dokusu hastalıkları, Behçet hastalığı ve damar iltihapları gelmektedir.  Bu hastalıkların tedavisinde kullanılan, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar Koronavirüs enfeksiyonuna yakalanma riskini veya Koronovirüs enfeksiyonunun şiddetini arttırabilir. Özellikle bağışıklık sistemini baskılayan birden fazla ilaç kullananlar ile yaşı 70 ve üzeri olanlar, kalp ve damar hastalıkları, akciğer hastalığı, diyabet veya böbrek hastalığı gibi ek hastalığı olanlarda bu risk daha da artmaktadır.

Bu hastalar için önerileriniz nelerdir?

Takipte oldukları hekimlerine danışmadan mevcut tedavilerini kesmemelerini, tedavilerinin devamının planlanması için hekimleri ile mümkünse uzaktan iletişime geçmelerini ve en önemlisi evde kalmalarını öneriyorum. Koronavirüs enfeksiyonundan korunmak için önerilen hijyen kurallarına mutlaka uymaları ve koşullar ne olursa olsun sosyal mesafelerini korumaları gerekmektedir. Sosyal izolasyon özellikle bu gruptaki hastalar için hayat kurtarıcı olacaktır.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi
Dermatoloji Uzmanı
Doç. Dr. Filiz Topaloğlu Demir